İlk Ölü Şairin Bilgeliği

Masamdaki beyaz mumun akına bakarken her şeyi bilen bir insan nasıl olurdu diye daldım düşünmelere bir kurtlu gecenin ortasında. Masamda ölü şairlerin hissettikleri ak kağıtlar üzerinde dağılmış duruyordu.

İlk Ölü Şairin Bilgeliği
İlk Ölü Şairin Bilgeliği. Kaybolmuşlar'dan PrincepsTenebris'e ait amatör edebiyat eseri.

Deneysel olarak keşfettim. Genelde gönderilerime acemi okuyucular tarafından okunmasını kolaylaştırmak adına gönderiyi okurken arka planda oynatılmak üzere müzik koyuyorum:

Masamdaki beyaz mumun akına bakarken her şeyi bilen bir insan nasıl olurdu diye daldım düşünmelere bir kurtlu gecenin ortasında. Masamda ölü şairlerin hissettikleri ak kağıtlar üzerinde dağılmış duruyordu. O kağıtlar sanki kendi kendime sorduğum bu soruyu kahkahayla gülercesine cevaplıyordu. Bilgelik, naifliği, anlayışı, sevgiyi getiriyordu ama aynı zamanda bilgelik yalnızlığı, tükenmişliği, hatta depresyonu da getiriyordu. Bilgide bilgeliği, bilgelikte ise Dünya'nın en garip ruh halini bulurdunuz. İşte bu yüzden belki de her şeyi bilen bir insan olamazdı, evrenin narin dokusu böylesine bir bilgeyi sağ bırakmazdı.

Sonra gözlerimi mürekkep hokkasına çevirdim. Biraz da karasına daldım.

O bilge, varoluşun nadirliğine ve güzelliğine mi inanırdı yoksa varoluşun yükümlülüğüne mi acaba? Kendini bir ipin ucunda mı yoksa güllerin kokusunda mı bulurdu?

Kesinlikle her gözden görebiliyor, en iyi empatiyi yapabiliyor olurdu şüphesiz. 

Ama düşünmeden edemiyorum, benim gibi o da yaşamak için ölü şairlerin egoist kadınlara yazdığı mektuplara ihtiyaç duyar mıydı?

Ya da gece iki mısra şiir okumadan uyuyabilir miydi? İşin özeti bu bilge, bilgeliğin getirdiği ruhsal, varoluşsal çelişkilerle, depresyonla nasıl baş edeceğini de bilmeliydi.

Sorun ise tam burada ortaya çıkıyor. Bilge bildiğinde eylemin sihri kaybolur. Fiil anlamsızlaşır. Çünkü zaten bildiğinde zihninde en iyi olay illüzyonu vuku bulur. Realite bu aşırı gerçekçi olay illüzyonunun yanında anlamsızlaşmaz mı? Bu eşek herif, bu bilgelerin bilgesi, her şeyi biliyor. Sonunu bildiği filmi yine de zevkle seyredebilir mi? Şiirsiz, şairsiz nasıl çıkar sonunu bildiği filmin sıkıcılığından mesela? Yavaş yavaş bir tebessümlü ketum ruh haline bürünmez mi?

Ölü şairler olmasaydı, belki ben de şimdi, ölecek şairlerin okuduğu ölü şair şiirlerinden, bir mısra yazmış olurdum.

İlk ölü şair, şiirsiz, şairsiz... Bence o bilgelerin bilgesiydi.

Yazan: PrincepsTenebris

Amatör Edebiyat

Ağlayan Köprüaltı

Her insanın birine yıllar sonrası için buluşma sözü verdiği bir yeri vardır.Bu şehrin insanları için böyle bir yer vardı.Şehrin neredeyse...

Bu makale gönderisinde, Kaybolmuşlar yazarı PrincepsTenebris ; ölü şair, bilge, şair, masamda ve bildiği kavramlarını ele aldı, amatör edebiyat odaklı daha fazla kayıp şeyler makale içeriği için aşağıda önerilen diğer alakalı gönderilere de göz atın.