Çok Para Kazanmak İstiyorum - 2
Ben değil, çok para kazanmak istiyorum diye düşünen sen, tıkla. Çok para kazanmak için anahtarın burada. Çok para kazanmak için mümkünse kestirme yol arayan sen. Çok para kazanmak istiyorum düşüncesi derinliklerinden fırlayıp ellerine ulaşan sen, tıkla. Çok para kazanan elitlere katılman mümkün.
Bu yazı Çok Para Kazanmak İstiyorum serisinin ikinci bölümüdür. Serinin ilk yazısını okumadıysanız buraya tıklayın.
Özet
Ne yapmanız gerektiği yavaş yavaş netleştirmiştir diye umuyorum. Özetlemek zor ama yine de özetlersek daimi bir şekilde kişisel bütçe hazırlayıp, gelirin bu yüzde sabit olacak şekilde en az aylık %10 kadarını birikim yapacaksınız. Bu birikimin iyi bir seviyeye gelmesini beklerken özellikle hayaliniz olan iş için veya yatırımınız için bol bol okuyacaksınız, öğreneceksiniz. Bu süreçte hedef iş sürecini deneyimlemiş, bilgili birilerini de bulup öğrenirseniz mükemmel olur. Unutmayın bilginin en değerli olduğu çağda bilgi bedava! Bu birikim iyi bir seviyeye gelince de güzel bir yatırım yapacak yahut hayallerinizi süsleyen bir iş kuracaksınız. Sonra da bu bütçe -> birikim (bu süreçte sürekli öğrenin ve mümkünse hayaliniz odaklı daha iyi bir iş bulun) -> hayalinizdeki yatırım veya iş kurmak -> kâr sürecini sürekli tekrarlayacaksınız. Zamanla gelirinizden birikimi ayırdıktan sonra harcamalara kalan %90'lık bölümün hızla artışı sizi büyüleyecek.
Patronlar Yatar
Patronlar yatar düşüncesi yanlıştır. Patronlar işçilerden ve yöneticilerden daha çok çalışır. İşçiler eve gittiklerinde kafalarını yastığa koyarken işe dair düşünceler uykusunu kaçırmaz ama patron gece gündüz işi düşünür, onun işi yaşamı olmuştur. Patronlar 2 lira daha çok kar için sayısız olasılığın hesabını yapar. Patronlar politik tutumlarda sayısız yalancıyla savaş verir vs. Patron bunu işçinin iyiliği için yapsın ya da yapmasın, özellikle zihnen işçilerden ve yöneticilerden daha çok yorulduğu kesindir. O yüzden patron olacaksanız, yatmakla geçecek bir ömür düşlemeyin.
Peki o zaman ne ki patron olmanın avantajı? Patronun geliri çalıştığıyla doğru orantıda artar, hatta çalıştığından fazlasını bile kazanır ama işçinin yahut yöneticinin geliri sayısız faktöre bağlıdır ve ne kadar çalışırsa çalışsın maaşı asla çalışmasıyla düzgün bir orantıda artmaz. Örneğin bir fabrika işçisi günde 10 kutu makarna taşısa da aynı maaşı alır 100 kutu taşısa da. Bir güvenlik görevlisi herkesi ince ince süzüp tehdit mi diye kontrol etse de aynı maaşı alır etmese de. Patron örneği verelim bir de, bir reklam şirketinin patronu günde 1 saat müşteri yorumlarını alıp düzeltmeler yaparken, birden günün her saati müşterilerinin yorumlarını dinlemeye başlarsa geliri bununla doğru orantılı kat ve kat artar.
Küfretmek
"Ah be bizim de babamızdan kalacaktı bir şeyler neler yapardım.", "Böyle iş yerinin ta ****.", "Böyle patronun ta ****.", " **** gibi çalıştırıyorlar bizi üç kuruşa.", "Okumadık ki, aklımız yoktu.", " Çok para haramsız olmaz, kesin çalmıştır bu ****.", "Ben beceremem öyle işleri. Kafam kaldırmaz.", " Yine yattı **** kuponu.", "Kesin baba parasıdır, babası da çalmıştır.", "Böyle eğitim sisteminin, böyle hocanın ta ****.", "Ülkede adalet satılık." ... Babandan kalsaydı sana 3 gün hadi 1 ay bilemedin 1 yıl krallar gibi yaşar sonra bir ömür aynı sefalete düşerdin. Kendimden biliyorum. Aldığım bir işten elime yüklü bir miktar kolay para geçti 1 ayda yedim. İş yerini sevmiyorsan, boş kalan vaktinde dizi, film, televizyon izleme de iş öğren ve daha nitelikli bir işe geçiş yap ve verdiğim reçeteyle iş kurmanın peşine düş. Patronunu sevmiyorsan, sen patron olmak için iş kur veya yeni bir işle patronunu değiştir. Üç kuruşa yumuşatılmış haliyle çok çalıştırıyorlarsa da aynısı söz konusu. Oku, okuyamıyorsan okumayı öğren, çünkü artık okul elinde, telefonunda, bilgisayarında, parayı kırınca da bir diploma satın alırsın gerekirse özel bir üniversiteden. Büyük ihtimalle istisnalar müstesna ne o, ne de babası çalmadı bir şeyi, inanmıyorsan git Ülker'in, Sabancı'nın başındaki adamın şöförüne sor, çalmaya ihtiyacı varmıymış diye. Kafan da gayet kaldırır, gerçekten mecbur kaldığında neyi öğrenemedin bu güne kadar? Şu an yaptığın işi, yürümeyi, okumayı, konuşmayı nasıl öğrendin? Öğrenebildiğini inkar mı edeceksin? Peki silah mı dayamamız lazım alnına daha iyi bir yaşam için bir iki şey öğrenmen için? Yatar tabi o kupon, yatmasa nasıl ayakta kalacak o büfeler, atlar, kasa? Arada bir tattırır sonra bir bakmışsın yine kasa kazanmış. Sistem kaybetmen için fenası daha da çok kaybetmen için arada bir kazandırmaya kurulu. Baba parasıysa, babasına sor, nasıl yapmış. Eğitim sistemi kötüyse kendini eğit, kendi kendine öğrenmeyi öğren. İnternet diye bir şeyi icat ettik, biliyor muydun? Adalet satılık diye düşünüyorsan avukat ol para kazan ya da hakim, savcı, cumhurbaşkanı ol, buna bir son ver.
Küfretmek diye betimlediğimiz bu olay, aslında bahane üretmenin daha tatlı bir halidir. İnsan zihni için en zehirli şey ise bahaneler ve bahanelerin tatlı hali küfürdür. Mesele suçlu bulmak olmamalıdır, çözüm üretmek olmalıdır. Bir sorunu öngörmek ve erkenden müdahele etmek ise bunun en güzel seviyesidir. Yumurtanın kapıya dayanmasını beklemeden çözüm üret. Kendin için yine kendine bahane üretme, sadece çözüm üret. Reaktif değil, proaktif ol.
Serimiz hızla devam edecek, takipte kalın.
Ben PrincepsTenebris, aşağıdan profilime gidip beni takip edebilir, kaybolmuslar.com adresini yer imlerinize ekleyebilir, aşağıdaki bölümden yazıyı twitter, whatsapp, facebook gibi araçlarla sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. Bu aralar gönüllü yazarlar da arıyoruz, yukarıdaki yazarlarımız bölümüne bir göz atın. Yepyeni ufuk açacak içeriklerle görüşmek üzere sizlere mutlu bir yaşam diliyorum.
Bu makale gönderisinde, Kaybolmuşlar yazarı PrincepsTenebris ; para kazanmak, patron ve kazanmak kavramlarını ele aldı, bireysel finans odaklı daha fazla finans makale içeriği için aşağıda önerilen diğer alakalı gönderilere de göz atın.