Ölümsüzlük Crispr Cas-9 ile Artık Mümkün

    Yeşil neon bir lambaymışçasına parlayan fareler ve balıklar, dişi sivrisinekleri kısırlaştıran erkek sivrisinekler, aşırı kaslı inekler, AIDS(Hiv) bağışıklığına sahip insanlar, göz rengi, saç rengi, cinsiyeti, ten rengi önceden belirlenmiş tasarım bebekler, kolayca yetişen ve aşırı besleyici altın pirinç, salgıladığı kimyasallarla böcek öldüren bitkiler, sırtında insan kulağı olan bir fare... Bunlar bir süper kahraman ya da bilim kurgu filminden değil. Crispr cas-9 ile yapılabilecekler de değil, crispr cas-9 ile 2 yılda yapılmış olanlar. Yapılabilecekler ise sınırsız. Düşünsenize, dinazorları, mamutları hayata geri döndürmemiz, kanatlı insanlar hatta ejderhalar üretmemiz, zombi virüsü, diyabeti, kanseri, kalp hastalıklarını ve daha nice genetik hastalığı yenmemiz hatta kolajen üretimini düzenleyerek genç görünmemiz hatta ve hatta kromozom kısalmasını çözüp ebediyyen genç kalmamız bu yeni genetik düzenleme metoduyla artık teoride mümkün.

    Pratikte mi? Gelişmiş ülkelerde bilim el ele verdi deniyor, etik ve din bahane edilerek, yaratılışa müdahele olduğu söylenerek engellenmeye çalışılsa da. Her neyse aslında bizi bu gelişme çok da alakadar etmiyor, sonuçta maalesef ki Türkiye her zaman olduğu gibi bu konuda da izleyici konumunda. Biz hala uzun bir süre kanserden, kalp krizinden, diyabetten ve nice genetik hastalık yüzünden ölümü kucaklamaya uzun bir süre devam edecek gibiyiz. Varsayalım bir mucize oldu da, crispr cas-9 labratuvarları Türkiye'de kuruldu, cemaatler, dindarlar, etikçiler ve tabi ki hayvanseverler bu labratvarlarda kansere, diyabete, kalp krizine çare bulmayı deneyen bu insanların kellesini alacaklardır. Peki neden? Yaratılışa müdahele etmek, bir crispr cas-9 varyasyonunu kimse ölmesin diye insandan önce bir farede denemek bu insanlarca suç sayılacaktır. Onlara göre helal olan ise bir kanser hastasının bu labratuvarlarda üretilmesi muhtemel bir gen terapisi ile iyileşme ihtimali varken ölüme terkedilmesi olacaktır. Tanrı bunu mu ister? Tedavi olmak haram mıdır? İşte burada helal ve haramın savaşı olacak. Yaratılışa müdahele haram ama ya bu tedavi amaçlıysa? Amerika gibi liberal bir devlette bile etikçiler crispr cas-9 için engelken Türkiye'de bilimin canını okurlar. En iyisi Ukrayna'ya gitmek. Zaten HIV bağışıklığı sayesinde orada kolayca bir aile kurabilirsiniz. Şaka yapıyorum tabi.

    Crispr cas-9 çalışma prensibi ise çok basit. Kansere sebebiyet veren DNA dizisinin RNA'sını sentezliyorsunuz, ardından da bu RNA'yı crispr cas-9 denen enzime iliştiriyorsunuz ve sağlıklı bir insanda bu DNA nın olması gereken yerde bulunan DNA'yı da sentezliyip kanserin olduğu bölgeye topluca enjekte ediyorsunuz. Crispr cas-9 kanserli hücrelerdeki sürekli üremeye sebep olan DNA'yı iliştirilmiş RNA'yı örnek alarak buluyor ve kesiyor. Kesilen DNA'nın yerine de crispr cas-9 beraberinde enjekte edilen sağlıklı insan DNA'sı hücre tarafından oturtuluyor. Tabi ki bu çok yüzeysel bir anlatım ama temelde crispr cas-9 eşleştir, kes, yapıştır işlemini DNA için çok kolay bir hale getiriyor. Tabi ki teoride işler mükemmel olsa da pratikte problem yok değil. Hücre zarı, bağışıklık sistemi, ökaryot hücre yapısı gibi engeller söz konusu. Yan etkiler ise çok yeni olmasından dolayı belirsiz. Herhangi bir DNA'nın değişimi sonucu başka ne gibi şeylerin değişeceğini henüz bilemiyoruz. Etikçiler yüzünden yeterince deney yapılamadı bu konuda. Bir de çoklu hücre düzenleme işleminin problemleri var. Dozajlar gibi. Tabi bunların tamamı bilimsel çaba ile aşılabilir.

    İlk defa bir bakterinin virüslere karşı savunma mekanizması olarak keşfedildi crispr cas-9. Ümit veren bir yazı ama siz yine de çok umutlanmayın. Tabi aşırı zengin değilseniz. Yani milyon dolar düşürseniz arkanıza bakmayacak durumda değilseniz çünkü durum tam olarak bu kitle için ümit verici.

    Peki nereye gidecek bu crispr cas-9? Etikçiler, kapitalistler ve FDA yüzünden karaborsaya düşen crispr cas-9 ile ölümsüz, yakışıklı ve muhteşem zenginler oluşurken, cehennemi yaşayan bir genetik köle sınıfı oluşacak. Fakirliğinizden hatıra DNA iziniz yüzünden erkenden ölecek, iş bulamayacak ve cehennemi yaşayacaksınız. Gattaca filmi gerçek oluyor desek yeridir.

    Ben PrincepsTenebris, bu yazımızda crispr cas-9 denen devasa buluşu kısaca inceledik. Yeni yazılarda görüşmek üzere.