7 Maddede Netflix Efsanesi Atiye Dizisi ve Neo-spiritüalizm

1. SEZON VE 2. SEZON HAKKINDA SPOİLERLAR İÇEREBİLİR!

Bu yüzden okumaya başlamadan önce 1. sezon ve 2. sezonu bitirmeniz, heyecanla 3. sezonu bekleyen bizlerin arasına katılmanız kesinlikle tavsiye olunur. Bu spoilerlar Atiye adlı dizinin eşsizliğindendir ki dizi keyfinizi tamamen bitirmese de birazcık tadını kaçırabilir.

İzlemeye değer mi diye bakmaya girenlerdenseniz, hiç bakmayın direkt izleyin derim ama illa Atiye dizisinin konusunu bir görmek isterseniz kısaca konusundan bahsedeyim.

Atiye ailesiyle İstanbul'da klasik bir zengin hayatı sürerken Göbeklitepe'den bazı keşif haberleri gelmeye başlar. Erhan Göbeklitepe'de bir arkeologtur. Atiye ile Göbeklitepe arasında bir bağ olduğunu kazıları sırasında bulduğu semboller vasıtasıyla keşfeder. Atiye olaylar üzerine Göbekli tepeye gelir ve Göbeklitepe'nin kendisiyle ilişkisini araştırır. Sırlar birer birer aydınlandıkça Atiye kendini geçmiş gelecek ve bu günü, madde ile maneviyatı yeniden anlamlandırırken bulacaktır.

Her başlıkta öylesine seçtiğim klip videolarına yer verdim, çok alaka aramayın yani :D

Hadi eğlence başlasın!

Aslında tam olarak spiritüalizm de değil Atiye özellikle Dr. Bedri Ruhselman tarafından ortaya atılan Neo-spiritüalizm olarak da adlandırılan deneysel spiritüalizm kökenli modern akımı odağına alır. Ruhselman'a göre bu ne bir dindir ne de bir felsefe. Ya kardeşim açık konuş derseniz Neo-spiritüalizmi bir tür inanç sistemi olarak yorumlayabilirim. Hiç bir bilginiz yoksa şu meşhur çekim yasası bir spiritüalizm örneğidir diyebilirim. Spiritüalizme göre her madde bir maneviyatın yansımasıdır. Atiye'deki hemen hemen her önemli olay Neo-spiritüalizm akımının etrafında döner.

İnsanoğlunun ataları binlerce yıl farklı Coğrafya'larda benzer ritüelleri yapmış, benzer şeylere inanmış desem? Vikingler, Türkler, Moğollar... Gırtlaktan söylenen şarkılar, her şeyin bir maneviyatı olduğu inancı, törenler, mitolojiler, şamanlar, danslar, çalgılar, doğaya saygı... İnsanoğlu binlerce yıldır benzer konularda benzer sonuçlara birbirinden binlerce kilometre uzakta habersizken varmıştır. Nasıl? Ortak noktaları ya da iletişim kanalları neydi? Buna kollektif bilinç denir. Biraz anlamakta zorlanmanız gayet doğal. Zaten Neo-spiritüalizm biraz karmaşık bir inanç sistemi. İşte Göbeklitepe, anıtlarıyla, işlemeleriyle ve bütün ihtişamıyla en az on bin yıldır süregelen bu spiritüel inanışın çok değerli hatırasıdır.

Atiye & Erhan Aşkı. Onbinlerce yıldır günümüze kadar gelen, yine kollektif bilinçle farklı toplulukların binlerce kilometreyle birbirlerinden bihaber ve uzak iken hep bir ağızdan ilan ettikleri şeylerden biridir sevgi. Öyle ki yüzük parmağına takılan yüzük gibi sayısız benzer ritüel de sayısız topluluk tarafından farklı coğrafyalarda birbirinden habersizce uygulanmıştır. Spiritüel inanışa göre sevgi hiç bir şart altında sınır tanımaz ve ruhlar aslında önceden bağlanmıştır.(Bizdeki insanlar çift yaratılır sözünün özü aslında budur. Ruh eşi denen kavram da bu inanıştan izler taşır.) Dizide de Atiye'nin Göbeklitepe'den girişi ile oluşan her şeyin farklı olduğu bu yeni gerçeklikte Erhan, Atiye'ye bağını ve sevgisini herşeye rağmen hatırlayabilmektedir, Atiye'nin bir anıtın önünde Erhan ile durduğu sahnede ise çiftler halinde yaratılışa atıf mevcut. 

Dizide sıkça semboller ve heykeller gibi görsel sanatlara yer verildiğini görmeniz kaçınılmaz. Yıldız sembolü, Atiye'nin çizdiği meşhur sembol, mağara resimleri ya da nemrut dağı heykelleri gibi. Bunlar spiritüalizmde sıkça kullanılan sembolizmden başkası değildir. Neo-spiritüalizm'de semboller de diğer bütün madde ve bilgi gibi bir anlam ve maneviyat taşır. Spiritüalizmin bu olgusu dizide de aynen korunmuş. Örneğin bizde nazar boncuğu eski çağlardan bu yana binlerce yıldır süregelen spiritüel sembolizmin örneğidir. Binlerce yıldır insanlar yine kollektif bilinçle kelimelerin, hatta harflerin bile bir maneviyatı olduğuna inanmışlar. Eski mısır hiyerogliflerinde de aynısını görürsünüz en uzağa İskandinav topraklarına gittiğinizde de İsveç alfabesinde de her harfin servet(fehu), yolculuk(raido) gibi anlamları olduğunu görürsünüz. Dünya üzerinde sembolizm taşımayan bir kültür yoktur ve spiritüalizme göre bu da tesadüf değildir. Semboller her şeyi değiştirebilir. Bu arada Atiye'nin çizdiği sembolün anlamını merak edenler için: Simyaya göre sembolün merkezinde güneş yer alıyor. Güneşin iki yanında ise ateş ve su bulunuyor. İki ucunda da ay’ı görüyoruz. Geriye kalan iki sembol ise spiritüalizmde de astrolojide de ayrı ayrı yeri olan Venüs(Zühre) ve Mars.

Sufilikteki vahdet-i vücüt anlayışı, eskilerden şamanizmdeki kutsal doğa inanışı örnek verilebilir. Tanrı her yerdedir inanışıdır ya da bizdeki göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı zikreder inanışının felsefi bir tanımı gibidir denebilir. Tasavvuf inanışında da her şeyin Allah'ın ayeti (kanıtı, yansıması) olması olarak yorumlanmıştır. Daha sayısız inançta yine kollektif bilinçle (Aslında her akıl Allah'ı arayıp bulabilir mantığı da kollektif bilincin parçasıdır.) yerini almıştır. Spiritüalizm de bu inanışı kapsar. Her şey tanrıdandır ve her şey bir maneviyat taşır inanışının da örneklerini Atiye dizisinde görmekteyiz. Taşları birbirine vuran Zühre nine, toprağa ve suya dokunarak yaşanan ruhsal hissiyatlar ve yolculuklar, mağaralar ve mağaralarda yaşanan mucizevi olaylar, fırtınalar gibi doğa olayları, hemen hemen hepsi bu mantık etrafında şekillenmiş metaforlardır.

Ağzını hayra aç, kötüyü anma, hayır dile hayır gelsin başına, maşallah de yoksa nazar değer gibi daha sayısız şekilde kurulan bu cümlelerdeki ortak inanışlarımızda olduğu gibi ya da nazar inanışında olduğu gibi yine binlerce yıl öncesinden bütün kültürlerle ortak olarak bir inanışı taşırız. Bu inanış; düşüncelerimizin, söylediklerimizin, inancımızın gerçekliği değiştirebileceği, gerçekliğe yön verebileceği inanışıdır. Hatta atasözlerine kadar bu inanışın izlerini görebilmekteyiz, "Sakınılan göze çöp batar." atasözünde kastedilen gibi. Eğer kötü bir şey olacağını düşünürseniz kötüyü, eğer iyi bir şey olacağını düşünürseniz de iyiyi çağırırsınız. Şifa düşünürseniz şifayı, hastalık düşünürseniz hastalığı çağırırsınız inanışına da yabancı değilsinizdir. Bir nevi çekim yasası da köklerini spiritüalizmdeki, inancın ve bilginin gerçekliği inşa etmesi inanışından alır. Minecraft adlı video oyununun oyun sonu metni incelemesinde de spiritüalizmle alakalı çok şey bulabilirsiniz. Tıkla: Minecraft'ın Bitiş Yazısı (End Poem) Türkçe Çevirisi - Gerçek bir Felsefe

Ben Kaybolmuşlar'dan JunkHitGenerator. Çok ağır konuları sizin için kısaca açıklamaya çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur. Sitede daha sayısız içeriği bulabilirsiniz, bir göz atın. Eminim size göre de bir şeyler vardır. Okuduğunuz için teşekkürler.