Açık Unutulan Pencere
Hafif rüzgarlı ama soğuk bir sonbahar akşamı idi. Çevresine bakındı bakımsız bir park ve o parkta tek yanan sokak lambası gözüne ilişti. Biraz ilerledi, lambanın altında köşesi kırık küçük bir banka oturdu. Yağmur ince ince çiselemeye başlamıştı bile. Daha önce hiç sigara içmemişti ama bu sabah tanıştığı ölmek üzere kanser hastası olan yaşlı Ali amcadan bir dal sigarayı kıramayıp ikram olarak almıştı.
Açık Unutulan Pencere
Hafif rüzgarlı ama soğuk bir sonbahar akşamı idi. Çevresine bakındı bakımsız bir park ve o parkta tek yanan sokak lambası gözüne ilişti. Biraz ilerledi, lambanın altında köşesi kırık küçük bir banka oturdu. Yağmur ince ince çiselemeye başlamıştı bile. Daha önce hiç sigara içmemişti ama bu sabah tanıştığı ölmek üzere kanser hastası olan yaşlı Ali amcadan bir dal sigarayı kıramayıp ikram olarak almıştı. Aklına geldi elini cebine attı. Biraz buruşmuş ve ezilmiş ama sağlam olan sigarayı önce düzeltti sonra iki dudağının arasına aldı. Diğer cebinden ısınmak için kağıt yakarken kullandığı kibrit kutusunu çıkardı. Yağmur ve rüzgar şiddetini arttırmıştı. Her çaktığı kibrit sönüveriyordu. Son bir çabayla daha önce ağzına bile almadığı sigarayı yakmayı başardı. Çekti bir nefes. Biraz başı dönmüştü, öksürmeye başladı ama ciğerleri bu acı dumana çabuk alıştı.
Geçen sene bugün iyi bir eşi, iki çocuğu, evi ve işi vardı.
Evlerinde çocuk odası olmadığından çocuklar sobalı salonda kalıyordu. O gün hasta olan küçük oğlu ile ilgilenmek için karısı da çocuğuyla birlikte o sobalı odada kaldı ve sobadan sızan gazla can vermişlerdi. Bir an ben neden ölmedim diye düşündü. Gözleri yaşardı. Sigarası bitmek üzereydi. O gün onu açık unuttuğu o küçük pencere kurtarmıştı, daha çok ölmesi için.
Sigara bitmişti. Ayağa kalktı, yürümeye başladı. Cebinde kalan son üç beş kuruşla bir paket sigara aldı. Daha sonra anlamadığı bir biçimde kendini evinin önünde buldu. Bir karar verdi. Bir yıldır giremediği evine bir yıldan sonra ilk defa girecekti. Yaklaştı paspasın altındaki anahtarı aldı. Anahtar paslanmıştı. Tırnağıyla pasını aldı anahtarın. Derin bir nefes aldı, elleri titriyordu. Kapıyı açtı. Eşinin ve çocuklarının kokusu alma ümidi ile girdi içeriye. Ama is ve küf kokusundan başka bir şey alamadı. İlerledi içeriye kapıyı kapattı. Gözüne o hanin soba takıldı. Sinirlenmişti. Sobayı yumruklamaya başladı. Elleri kan içinde kalmıştı. Kendine geldi. Bir sigara yaktı. Çıkan dumanı görünce içemedi sigarayı. Sadece dumanı izledi. Gözleri yaşarmıştı. Odayı incelemeye başladı. Her yer toz içindeydi, köşelerdeki örümcek ağları… Dolaptaki reçel bile küften gözükmüyordu. Karısı yaşasaydı böyle mi olurdu. Yatak odasına geçti. Bir bez parçası bulup kanayan elini sardı. Açık unuttuğu penceresinin önüne oturdu, bir sigara daha yaktı. Bir karar vermesi gerekiyordu. Toparlanmalıydı. Eşinin ve çocuklarının onu gökten bir yerlerden izlediğine emindi. Sigarasını söndürdü. Çocukları onun sigara içtiğini görmemeliydi. Üstünü başını üstün körü temizledi. Saçlarını düzeltti. Sarılı elini saklayıp buruk bir tebessümle bulutlara baktı, iyi geceler deyip aylardır yatmadığı yatağına uzandı. Gözlerini kapattı.
Sabah olmuştu. Uyandı. Havanın dünden farkı yoktu; karabulutlar göğü sarmış, ışık geçmesine izin vermiyordu. Siyah beyaz bir görüntü vardı. Bugün toparlanma vaktiydi. Aç karnına bir sigara yaktı. Bitmesini beklemeden duş alma üzere banyoya geçti. Her yer kir küf ve pas içindeydi. Küveti doldurmak için musluğu açtı. Su akmıyordu. Bodrum katına indi. Vanaları açtı. Boruların için pas dolduğundan su bir süre paslı aktı. Temiz su gelinceye kadar bekledi. Küveti doldurdu. Buz gibi suyun içine girdi. Titriyordu. Şampuan kullanmadan duşunu aldı. Yatak odasında bir yıldır giymediği, temiz diye düşündüğü kıyafetlerini aldı. Giyindi. Yine yatak odasında karısı ile birlikte zor günler için biriktirdiği bir miktar parayı buldu. Markete çıktı. Biraz yiyecek bir şeyler ve çokça temizlik malzemesi aldı. Eve tekrar döndü. Kahvaltısını yaptı. Dün devirdiği sobayı düzeltti. Salondan başlamayı düşündü temizliğe. Evin dört bir yanını güzelce temizledi. Pırıl pırıl olmuştu. İs ve küf kokmuyordu artık. Bodrum katına indi tekrar. Sıra oradaydı. Eline bir ip geçti. Oturdu bir sigara daha yaktı. Ailesinin öldüğü salona çıktı. Bulduğu ipi tavana asmaya karar verdi. Ama çocuklarının ruhunun hala orada olabileceğini düşündü. Çocuklarının gözü önünde yapamazdı bunu. Yatak odasına geçti. Sandalyeye çıktı. Astı ipi tavana sonrada boynunu geçirdi. Altındaki sandalyeyi itti. Ölmeden önce gözü pencereye takıldı. Yine açık unutmuştu.
Bu makale gönderisinde, Kaybolmuşlar yazarı BlackSpell ; sigara, aldı, temiz, pencere, ince, park, oturdu ve düşündü kavramlarını ele aldı, amatör edebiyat odaklı daha fazla kayıp şeyler makale içeriği için aşağıda önerilen diğer alakalı gönderilere de göz atın.